Ramazan ayına denk gelen 31 Mart seçimleri, Türkiye'de büyük bir heyecanla bekleniyordu. Ancak, oy sayımı süreci, iftar saatinde yaşanan bir meseleyle karşı karşıya kaldı. Sandık kurulu üyeleri, bu durumda oy sayımına ara verilip verilmeyeceğini merak ediyorlardı.
Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) Sandık Kurullarının Görev ve Yetkilerine Dair 138 Sayılı Genelgesi, bu konuda açık bir tutum sergiliyordu. Genelge, oy sayımı ve döküm işlemlerinin aralıksız bir şekilde yapılması gerektiğini belirtiyordu. Dolayısıyla, iftar saatinde dahi olsa, oy sayımına ara verilmeyeceği kararlaştırıldı.
YSK'nin bu kararı, 298 Sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun'un ilgili maddeleriyle uyumluydu. Kanun, oy sayımı işlemlerine derhal başlanması ve aralıksız devam ettirilmesi gerektiğini belirtiyordu. Bu doğrultuda, iftar saati olsa dahi, oy sayımı kesintiye uğramadan sürdürülecekti.
YSK'nin ‘’Ara Verilmeyecek’’ Açıklaması
Oy sayımı ve döküm işlemleri, büyük bir dikkat ve hassasiyet gerektiren süreçlerdir. Bu süreçlerde herhangi bir aksaklık veya gecikme, seçim sonuçlarının güvenilirliğini ve halkın memnuniyetini etkileyebilir. Bu nedenle, sandık kurulları tarafından verilen karar, seçim sürecinin doğru ve şeffaf bir şekilde yürütülmesini sağlamak amacıyla alınmıştı.
YSK'nin Kararı Üzerine Oy Sayımları Aralıksız Devam Edecek
YSK'nin iftar saatinde oy sayımına ara verilmemesi yönündeki kararı, çeşitli kesimlerden farklı tepkiler aldı. Bazıları, bu kararın seçim sürecinin sağlıklı bir şekilde tamamlanması için doğru olduğunu savunurken, bazıları ise iftar saatinde çalışan sandık görevlilerinin mağduriyet yaşayabileceğini düşündü.
Ramazan ayıyla denk gelen seçimlerde oy sayımı ve döküm işlemlerinin iftar saatinde de aralıksız bir şekilde devam ettirilmesi kararı, seçim sürecinin sağlıklı bir şekilde tamamlanması için önemli bir adım olarak değerlendirilebilir. Ancak, bu süreçlerin incelikle yürütülmesi ve çalışanların ihtiyaçlarına dikkat edilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bu doğrultuda, YSK'nin aldığı kararın uygulanması, seçim sürecinin güvenilirliği ve adaleti açısından önemli bir adım olacaktır.
