Avrupa Hastalıkları Önleme ve Kontrol Merkezi (ECDC), Avrupa Birliği (AB) genelinde kızamık ve boğmaca vakalarındaki artışa dikkat çekerek, üye ülkeleri aşılama protokollerine sıkı sıkıya uymaları konusunda uyardı. Özellikle 2023 ve 2024 yıllarında boğmaca vakalarında on katlık bir artış gözlemlenirken, kızamık vakaları da ciddi oranda yükseldi.
Boğmaca ve Kızamık Vakalarındaki Kritik Artış
ECDC'nin raporuna göre, 2023 yılı itibariyle Avrupa'da boğmaca vakalarında geçmiş yıllara kıyasla on katlık bir artış yaşandı. Bu durum, özellikle aşı olamayan yeni doğan bebekler ve küçük çocuklar üzerinde ciddi sağlık sorunlarına yol açıyor. Kızamık vakaları da benzer bir yükseliş gösterdi; 2023 mart ayından 2024 şubat sonuna kadar AB genelinde 5,770 kızamık vakası ve beş ölüm rapor edildi.
ECDC Müdürü Andrea Ammon, kızamık gibi son derece bulaşıcı hastalıkların yayılmasını engellemek için nüfusun en az yüzde 95'ine iki doz aşı yapılması gerektiğini vurguladı. Kızamık, kolay yayılma özelliği nedeniyle, tek bir hasta 12 ila 18 kişiye hastalığı bulaştırabiliyor. Bu, kızamığın kontrol altına alınması için kitlesel aşılamanın şart olduğunu gösteriyor.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), Covid-19 pandemisinin aşılama oranları üzerindeki olumsuz etkilerini belirterek, 2020-2022 yılları arasında Avrupa Bölgesi'nde 1,8 milyon bebeğin kızamık aşısını kaçırdığını bildirdi. Pandemi, tedarik zincirindeki aksaklıklar ve kaynakların Covid-19 mücadelesine yönlendirilmesi gibi nedenlerle aşılama hizmetlerinin kısıtlanmasına sebep oldu.
Andrea Ammon, toplumsal bağışıklığın önemini ve özellikle küçük çocukların bu korumaya ihtiyacını vurgulayarak, yaygın aşılamanın sadece aşılanan bireyleri değil, aynı zamanda aşı olamayacak kadar küçük ya da bağışıklık sistemi zayıf olan bireyleri de koruyacağını belirtti. Bu nedenle, aşılamanın artırılması ve düzenli olarak sürdürülmesi hayati önem taşıyor.
ECDC'nin verileri, Avrupa'da artan boğmaca ve kızamık vakaları karşısında alınması gereken acil önlemleri gösteriyor. Aşılama oranlarının artırılması ve pandemi sonrası normale dönüş sürecinde aşılama hizmetlerinin yeniden canlandırılması, bu sağlık krizini kontrol altına almanın anahtarları arasında yer alıyor. Avrupa genelinde sağlık otoriteleri, aşılama kampanyalarını güçlendirerek halk sağlığını koruma altına alma çabalarını yoğunlaştırmalıdır.
