Deprem kuşaklarıyla sarılmış olan ülkemiz zaman zaman yaşanan büyük sarsıntılarla telafisi oldukça zor olan yaralar alıyor. Bu yaraları kapatmakla uğraşmak yerine insanların sarsıntılardan hiç yaralanmadan kurtulmasını sağlamak doğru belediyecilik ve doğru bilgi ile mümkün. Şimdi İstanbul’da bunun bir örneğini görüyoruz.

Florya Menekşe Plajı ile Kalabalıktan Biraz Olsun Uzaklaşın! Florya Menekşe Plajı ile Kalabalıktan Biraz Olsun Uzaklaşın!

İstanbul ülkemizin en çok nüfuslu şehirlerinden biri, aynı zamanda da fay hattına oldukça yakın. Pek çok uzman artık yakın zamanda bu şehirde yıkıcı bir deprem olacağı konusunda hem fikir. Ama ne yazık ki şehir için birşeyler yapmak konusunda geç kaldık. Yani bir depremde yine telafisi zor yaralarla mücadele etmek zorunda kalabiliriz. Ama şu an şehirde ilerisi için ve başka şehirleri hazırlayabilmek için yeni bir teknoloji deneniyor. Bu teknoloji eğer doğru kullanılırsa artık deprem bize o kadar zarar veremeyecek.

DAS ile Şehirleri Kurtarmak Mümkün

Istanbul Deprem Celal Şengör

Bahsettiğimiz teknolojinin ismi DAS yani dağıtık akustik algılama. Bu teknoloji kabaca, fiber kabloların büzüşme ve genleşme özelliklerinden faydalanarak yer kabuğunu okumak işlemi olarak özetlenebilir. Fiber kablolar oldukça hassas bir yapıya sahipler. O kadar hassaslar ki İstanbul’da ki kablolar Kahramanmaraş depreminden yayılan titreşimi bile algıladılar. Yani bir sismograftan çok daha iyi veri sunabiliyorlar.

DAS sistemi ile fiber kablolar üzerinden sinyal gönderilip, kabloların çevresinde ki geniş bir alanda bu sinyalin nasıl yayıldığı, zeminde ki gerilimin şiddeti gibi birçok veri ölçümlenebiliyor. Bu sayede şehirde ki depreme dayanıksız zeminler belirlenip ulaşım ve yerleşim planları buna göre oluşturulabilir. Hangi zeminin titreşime nasıl cevap verdiği ölçümlenerek, bu verilerden yola çıkılarak deprem şiddetine göre yayılımın nasıl olacağına dair modellemeler yapılabilir.

Bu teknoloji hala gelişim aşamasında ama şimdiden oldukça yararlı olduğun söylemek mümkün. Şimdilik sadece İstanbul’un sahil şeridinde bulunan ufak bir alanda ki fiber kablolar kullanılarak ilk testlere başlandı. Ama ilerleyen dönemlerde şehrin altında ki kilometrelerce uzanan fiber kablo ağı teste dahil edildiğinde işte o zaman İstanbul’un deprem portresi tam olarak çizilmiş olacak. Bu teknoloji diğer şehirlerinde kullanılmaya başlandığında ise yaptığımız planlama hatalarını daha net görebileceğiz.

Editör: Şahsüver ÇITIR