Kadın sünneti, kadın üreme organlarının tıbbi olmayan nedenlerle kısmen ya da tamamen çıkarılması işlemidir. Bu uygulama, özellikle Afrika, Asya ve Orta Doğu’daki bazı ülkelerde ve topluluklarda ritüel olarak gerçekleştirilmektedir. UNICEF’in 2016 verilerine göre, dünya genelinde yaklaşık 200 milyon kadın ve kız çocuğu, bu uygulamadan geçmiş durumdadır.
Kadın Sünnetinin Korkunç Gerçekleri!
Kadın sünnetinin farklı türleri bulunmakta olup, en yaygın olanları klitoridektomi (klitoris kısmen ya da tamamen kesilir) ve eksizyon (klitoris ve labia minora kısmen ya da tamamen kesilir, ayrıca labia majoranın çıkarılması da içerebilir) şeklinde sıralanabilir. Bu uygulamanın kökeni, cinsiyet eşitsizliği, iffet, nezahet ve güzellik anlayışlarına dayanmakta olup, kadın cinselliğini kontrol altına alma çabası olarak görülmektedir. Genellikle bu uygulamanın yapılmaması durumunda sosyal dışlanma korkusu yaşayan kadınlar tarafından başlatılır ve uygulanır.
Kadın sünnetinin neden olduğu sağlık sorunları, uygulama tipine bağlı olarak değişiklik gösterir. Enfeksiyonlar, idrar ve âdet akıntısında zorluk, kronik ağrı, kist oluşumu, infertilite, doğum sırasında komplikasyonlar ve ölümcül kanamalar gibi ciddi sağlık problemlerine yol açabilir. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), kadın sünnetini, tıbbi olmayan amaçlar için kadın cinsel organlarına yönelik zararlı prosedürler olarak tanımlar ve genellikle klitorisin ve labia minora’nın kesilmesi, vajinanın dikilmesi gibi işlemleri içerir.
Bu uygulama, genellikle geleneksel “sünnetçiler” tarafından, kız çocuklarının evinde, anestezi kullanmadan gerçekleştirilir. Kullanılan aletler genellikle bıçak, ustura, makas, keskinleştirilmiş taş veya cam gibi steril olmayan nesnelerdir. The Lancet dergisinde yer alan bir makalede, Ugandalı bir hemşirenin bir sünnetçinin aynı bıçağı 30 kadar kız çocuğunda kullandığını belirttiği aktarılıyor. Bazı ülkelerde ise bu uygulama profesyonel sağlık çalışanları tarafından gerçekleştiriliyor.
Kadın sünnetinin kökeni cinsiyet eşitsizliği ve kadın cinselliğini kontrol etme çabasında yatmaktadır. Uygulamanın sağlık açısından bilinen herhangi bir yararı yoktur. 1970’lerden beri bu uygulamayı bırakmaları için uluslararası çabalar sürmektedir. Ancak, bu yasaların tam anlamıyla uygulanmadığı ve uygulamaya karşı çıkanlara kültürel görelilik ve insan haklarının evrenselliği gibi konularda eleştiriler yapıldığı belirtilmektedir.
Kadın sünneti, dünya genelinde ciddi bir insan hakları ihlali olarak kabul edilmekte ve bu uygulamanın ortadan kaldırılması için uluslararası çabalar devam etmektedir.