Ford, 2023 yılında rekor kırdığı geri çağırmalarına bu yıl da hız kesmeden devam ediyor. Henüz yılın üçüncü haftasını geride bıraktığımız bu dönemde, Amerikan otomotiv devi, 2024 model yılında 2 milyon aracı geri çağırma kararı aldı. Bu hamle, geçtiğimiz yılın geri çağırmalarında elde ettiği başarının üçte birine denk geliyor ve Ford'un sorunlara karşı duyarlılığını vurguluyor.
Geçen yılın geri çağırma kralı olarak bilinen Ford, 2023'te toplamda 6.1 milyon aracı geri çağırarak endüstri standardını belirlemişti. Bu yıl ise firma, sadece üç haftada 2 milyon aracı kapsayan geniş çaplı bir geri çağırma kararı almış durumda. Bu adım, şirketin güvenlik ve müşteri memnuniyetine verdiği önemi bir kez daha gözler önüne seriyor. 
Ford’da A Sütunu Döşeme Sorunu
Geri çağrılan araçlar arasında öne çıkan sorun ise A sütunundaki döşeme parçasının düzgün yerleştirilmemesinden kaynaklanıyor. 2010-2019 yılları arasında üretilen 2.2 milyon aracın bu parçası, sürüş esnasında yerinden çıkma riski taşıyor. Ford'un belirttiğine göre, şu ana kadar bu sorun nedeniyle herhangi bir kaza veya yaralanma yaşanmamış olmasına rağmen, 568 şikayet ve 14.337 garanti talebi firma tarafından dikkate alınmış durumda.
Ford, bu soruna yönelik çözümü hızlı bir şekilde hayata geçiriyor. Mart ayından itibaren yetkili bayilere başvuran müşterilere, A sütunundaki plastik parçanın daha güvenli bir tasarıma sahip olanıyla değiştirme olanağı sunulacak. Bu adım, müşteri güvenliğini en üst düzeyde tutma ve potansiyel riskleri minimize etme amacını taşıyor. 
Diğer Araçları da Risk Altında Bırakan Sorunlar İçin Geri Çağırma
Geçmişte NHTSA'in bu sorunu düşük riskli olarak değerlendirmesine rağmen, 2023 Şubat'ında yapılan yeni bir araştırma, plastik parçanın yerinden çıkması durumunda ortaya çıkabilecek panik ve trafikteki diğer araçları tehlikeye atabilecek potansiyel risklere işaret ediyor.
Ford'un bu geri çağırma sürecinde takındığı proaktif yaklaşım, müşteri memnuniyeti ve güvenliği konusundaki taahhütlerini vurguluyor. Ancak, otomotiv endüstrisinin genel güvenlik standartları ve denetim süreçleri açısından, bu tür sorunların nasıl ortaya çıktığı ve önlenmeye çalışıldığı konusunda daha geniş bir tartışmaya da işaret ediyor.
