Türkiye'de 15 Temmuz 2016'da gerçekleşen hain darbe girişimi, devletin güvenlik politikalarını ve kamu sektörüne alım süreçlerini önemli ölçüde etkiledi. Bu olayın ardından, kamu çalışanlarının FETÖ (Fethullahçı Terör Örgütü) bağlantısı olmaması ve aynı zamanda diğer suçlara karışmamış olmaları, devlet için büyük bir öncelik haline geldi.
Güvenlik soruşturmaları ve arşiv taramaları, bu hedefleri gerçekleştirmek amacıyla uygulanmaktadır. Güvenlik soruşturmaları, sadece FETÖ bağlantılarını değil, aynı zamanda adayların geçmiş suçları ve sicillerini detaylı bir şekilde inceleyerek, devletin kamu görevlileri için belirlediği güvenlik standartlarını korumayı amaçlar. Ancak bu süreçlerin, artan suç istatistiklerine karşın yeterli olup olmadığı konusundaki tartışmalar devam etmektedir.
Türkiye'de kamu çalışanlarının geçmişlerinin titizlikle araştırılması, FETÖ bağlantılarını önleme konusunda önemli bir adım olmuştur. Ancak son dönemde kamu içerisinde yaşanan suçların, bu süreçlerin daha da güçlendirilmesi ve güncellenmesi gerekliliğini ortaya koymaktadır.
Geçtiğimiz günlerde peş peşe gelen kamu çalışanlarının işlediği suçlar ise devlet içerisinde yeni bir FETÖ yapılanmasının olup olmadığını sorgulatıyor. Uyuşturucu, torpil ve dolandırıcılık iddialarının gündeme gelmesi FETÖ ile ilgili halkı endişelendiriyor. 
Fatih Altaylı'nın 'Eline Sağlık' Paylaşımının Altından FETÖ Çıktı!
İstanbul'da gerçekleşen Filistin yürüyüşü sırasında, elinde tevhid bayrağıyla görüntülenen İsmail Aydemir'in Ege Akersoy tarafından milli ve dini duygu karmaşası sebebiyle yumruk yemesi olayı, büyük yankı uyandırdı. Akersoy'un gözaltına alınmasının ardından, Gazeteci Fatih Altaylı'nın sosyal medya üzerinden paylaştığı "Eline sağlık" ifadesi ise kamuoyunda tartışmalara neden oldu.
Altaylı, paylaştığı gönderi nedeniyle ifadeye çağrıldı ve konu hakkında medya platformlarında açıklamalarda bulundu. Ancak konuşmalarında dikkat çeken bir detay ortaya çıktı. Altaylı, son günlerde bir AKP'li tarafından aranarak, içeride hala FETÖ mensuplarının bulunduğu, kendisine karşı bir hamle yapılacağı ve söz konusu kişilerin parti içerisinde "pelikancı" grupla güçlenmeye başladığı yönünde uyarıldığını iddia etti.
Bu gelişmeler, toplumda ve kamuda yaşanan olayların FETÖ ile bağlantılı olup olmadığı sorularını beraberinde getirdi. Altaylı'nın iddiaları, güvenlik sorunlarının sadece fiziksel saldırılarla sınırlı olmadığını ve kamuoyunu derinden etkileyebilecek boyutlara ulaştığını gösteriyor.
Gelişmelerin tam anlamıyla aydınlatılması için soruşturmalar devam ederken, FETÖ bağlantılı kişilerin hala kamu içerisinde etkin olduğu iddiaları, güvenlik mekanizmalarının daha da güçlendirilmesi gerekliliğini ortaya koyuyor. Türkiye'de yaşanan bu olaylar, FETÖ'nün hala bir tehdit oluşturabileceği endişesini gündeme getirirken, toplumun ve devletin bu konudaki hassasiyeti daha da artıyor.
