Bir gömlek aldığımızda bedenimize daha iyi oturmasını istediğimiz için terziden ufak tefek tadilattan geçirtiriz. Aynı şeyi bir pantolon aldığımızda da boyumuza göre ölçtürüp paçalarını kısalttırırız, gerekirse bedenini de daralttırırız. Tüm bu işlemlerden sonra bazen endişelenir ve acaba ilk yıkamadan sonra çeker mi, çekerse ne olacak diye düşünürüz. Çünkü çeken bir kumaşı ya da giysiyi eski ölçülerine döndürmek çok zordur hatta imkansızdır. Peki bu kumaşlar yıkandıktan sonra neden çekiyorlar? Islandığı için mi çekiyorlar ya da ıslandıktan sonra kurumaya başlayınca mı? Kumaşlar sıcak suda mı çekerler yoksa soğuk suda mı?
Kumaşlar su ile buluştuğu an ıslanan lifler şişer. Kumaşların dokunması esnasında çeşitli işlemler uygulanmakla beraber liflerin sağlamlaştırılması için düğümlerde ilave edilmektedir. Şişen lifler bu düğümlerin arasındaki açılara etki ederek ipliklerin boylarının kısalmasına sebep olurlar. Nem ve ısı şartları liflerin boylarının ve çaplarının değişmesinde etkili bir sebeptir.
Yıkama işleminden sonra kuruttuğumuz kumaşların lifleri eski durumlarına tekrar geri gelirler. Lakin çekme durumundan sonra kumaş bir daha eski ölçülerine dönemez. Birkaç kez yıkanan kumaş ulaşacağı maksimum çekme değerinden sonra kaç defa yıkanırsa yıkansın daha fazla çekme yaşanmaz ve son ölçülerini her zaman korumaya devam eder.
"Hangi kumaş ne kadar çeker?" sorusu vardır bir de akıllarda. Fakat hangi kumaşın ne kadar çekeceği sorusuna net bir cevap vermek mümkün değildir. Çünkü kumaşlar ipliklerin boyutuna, sayısına, dokunma tekniklerine ve benzeri durumlara göre değişirler. Bu nedenle ne kadar çekeceği, kumaşın dokunurken ki uygulanan tekniklerle de alakalıdır. Bazı kumaşların ya da giysilerin çekmemesi için özel tekniklerde uygulanmaktadır. Bu kumaşlar çekse bile gözle görülemeyecek ve giyildiğinde dahi fark hissettirmeyecek oranlarda çekme yaparlar.
