Fatih semtinde, 1582 yılında Osmanlı Sultanı II. Selim'in eşi Nurbanu Valide Sultan tarafından yaptırılan Ayakapı Hamamı, günümüzde adeta unutulmuş bir tarihî eser olarak kaderine terk edilmiş durumda. Ünlü mimar Mimar Sinan'ın son eserlerinden biri olan bu hamam, 442 yıllık bir geçmişe sahip olmasına rağmen, bakımsızlık ve ihmal sebebiyle çürümeye terk edilmiş durumda.
Mimar Sinan'ın Son Eseri: Ayakapı Hamamı
Mimar Sinan'ın ustalığı ve Osmanlı mimarisinin inceliklerini yansıtan bu hamam, günümüzde 2 milyon dolara satışa çıkarılmış durumda. Ancak bu satışın arkasında, yapıya yönelik ihmalin ve kayıtsızlığın vahim sonuçları yatıyor. Tarihçi-Yazar Mehmet Dilbaz'ın ifadesine göre, hamamın iç ve dış kısımlarında çürümeye ve tahribata tanık olunuyor. Ana giriş kapısının kum çuvallarıyla kapatılmış olması, adeta yapılanma ile miras arasındaki kopuşun bir simgesi haline gelmiş durumda.
Çöküşün Eşiğindeki Tarihî Değer Satılıyor
Ayakapı Hamamı, sadece mimarî açıdan değil, tarihsel açıdan da büyük bir öneme sahip. Mimar Sinan'ın son eseri olması ve Osmanlı döneminin izlerini taşıması, onu kültürel mirasın önemli bir parçası haline getiriyor. Ancak geçmişten bugüne yaşanan ihmal ve kötü kullanım, hamamın içindeki tarihî değerleri adeta yok edecek noktaya getirmiş durumda. 1960'lı yıllarda yapılan ziyaretlerde bile tarihî fresklerin parça parça olduğu belirtiliyor, ve günümüzde bu izlerin hiçbirinin kalmadığı ortaya çıkıyor.
Ayakapı Hamamı'nın Akıbeti Belirsiz
Hamamın geçmişi, günümüzdeki durumunu açıklamak adına önemli ipuçları sunuyor. İlk olarak kereste deposu olarak kullanılmış, daha sonra özel mülk haline getirilmiş ve sonrasında ise defalarca satışa çıkarılmış. Ancak hiçbir sahibinin, bu yapıyı korumak ve ona yeniden hayat vermek adına ciddi adımlar atmamış olması, Ayakapı Hamamı'nın çöküşüne adım adım yaklaşmasına sebep olmuş.
Tarihçi Mehmet Dilbaz'ın uyarısına göre, hamamın çöküşü artık kaçınılmaz gibi görünüyor. Ancak bu yapıyı sadece maddi bir değer olarak görmek, büyük bir yanılgı olur. Ayakapı Hamamı, İstanbul'un ve Osmanlı İmparatorluğu'nun bir parçası olarak, korunması gereken, gelecek nesillere aktarılması gereken bir miras. Ancak bu mirasın korunması için acil bir şekilde adımlar atılması gerekiyor. Restorasyon veya kültürel bir merkeze dönüştürme gibi seçenekler, hamamın yeniden hayata dönmesini sağlayabilir ve onu gelecek kuşaklara aktarabilir. Aksi takdirde, 20-25 yıl içerisinde bu tarihî yapı, bir zamanlar var olduğuna dair izler bırakmadan yok olabilir.
