TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, CHP’nin Can Atalay için Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni (TBMM) ikinci kez olağanüstü toplantıya çağırma talebine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Kurtulmuş, bu konunun yasal olarak daha önce ele alındığını ve aynı konuda ikinci bir olağanüstü toplantı talep edilemeyeceğini belirtti.
“Yasal Olarak Tüketilmiş Bir Konu Var”
Numan Kurtulmuş, CHP’den şu ana kadar TBMM’nin Can Atalay’ın durumu için ikinci kez olağanüstü toplanmasına yönelik bir dilekçe almadıklarını ifade etti. Konuyla ilgili yaptığı açıklamada Kurtulmuş, “Gelmeyen dilekçe hakkında kanaat belirtmem doğru olmaz. Bu konu daha önce görüşülmüş ve yasal süreç tamamlanmıştır. Aynı konuda ikinci bir olağanüstü toplantı talep edilmesi mümkün değil” dedi.
“AYM’den TBMM’ye Yazı Gelmedi”
Habertürk TV’de gündemdeki konulara ilişkin soruları yanıtlayan Kurtulmuş, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) Can Atalay ile ilgili aldığı karara değindi. Kurtulmuş, “Anayasa Mahkemesi’nden TBMM’ye ulaşmış bir yazı yok. Böyle bir yazının gelmesi de söz konusu değil. Anayasa Mahkemesi’nin bize yazdığı bir metin bulunmuyor. TBMM olarak hangi kararı dikkate alarak hareket edeceğimizi belirtmemiz mümkün değil” şeklinde konuştu.
Kurtulmuş, TBMM’nin Can Atalay konusundaki süreci tamamladığını vurguladı ve yasama organının mahkeme kararlarını değiştirme yetkisi olmadığını belirtti. “TBMM olarak yasaların değiştirilmesi, yüksek yargı kurumlarının fonksiyonlarının yeniden belirlenmesi gibi yetkilerimiz var. Ancak mahkeme kararlarını değiştirmek yasamanın gücünü aşan bir konudur” diye ekledi.
“Aynı Konuda İkinci Bir Olağanüstü Toplantı Mümkün Değil”
CHP’nin Can Atalay için TBMM’yi ikinci kez olağanüstü toplantıya çağırma talebiyle ilgili olarak Kurtulmuş, henüz böyle bir talebin kendilerine ulaşmadığını belirtti. Kurtulmuş, “Gelmeyen bir talep üzerine konuşmak doğru olmaz. Ancak, daha önce yasal olarak görüşülmüş ve sonuçlanmış bir konu olduğu için aynı konuda ikinci bir olağanüstü toplantı talep edilmesi mümkün değil” dedi.
Kurtulmuş’un bu açıklamaları, Can Atalay’ın durumu üzerine yapılan tartışmaların yasal çerçevede tamamlandığını ve bu konuda yeni bir olağanüstü toplantı yapılmasının mümkün olmadığını netleştiriyor.