1945 yılının 6 Ağustos günü, Amerika Birleşik Devletleri, Japonya'nın Hiroşima şehrine Little Boy adı verilen bir atom bombası attı. Bu tarihteki ilk atom bombasıydı ve daha önceki videolarda bahsettiğiz gibi Trinity Operasyonu'nda test amaçlı patlatılan Geçit adını taşıyan bombadan farklı olarak, bu bomba büyük ölçüde deneysel bir nitelik taşıyordu.
Havada Patlatma ve Reaksiyon Süreci
İkinci Dünya Savaşı'nın son dönemlerinde kullanılan bu bomba, 40 saniye boyunca havada süzülerek yerden yaklaşık 600 metre yükseklikte patladı. Bombanın içindeki kritik altı kütlesi uranyum-235, sıradan bir patlayıcı ile bir araya getirilerek kritik kütleye ulaştırıldı ve başlayan zincirleme tepkime sonucunda uranyumun yüzde 2'si nükleer fisyon yoluyla parçalandı ve enerjiye dönüştü. Bu sadece birkaç gram uranyumun reaksiyonu ile gerçekleşti, ancak bu kadar küçük bir fisyon, devasa bir mantar bulutunun oluşmasına neden oldu.
Patlamanın Yıkıcı Etkileri
Patlamanın ardından yayılan ısı ve radyasyon, anında yaklaşık 80.000 insanın ölümüne neden oldu. Patlamanın etkisiyle 1.5 kilometre yarıçapındaki binalar tamamen yıkıldı, ve bombanın sıcaklığından kaynaklanan yangınlar günlerce sürdü. Bu yangınlar sonucunda yüzde elliye varan oranda insanlar yanıklar nedeniyle öldü. Ayrıca binlerce kişi binaların altında kalarak öldü, ve binlercesi sonradan radyasyon zehirlenmesi nedeniyle hayatlarını kaybetti. Bölgedeki çocuklar doğuştan hastalıklarla doğdu, ve ölümler, bazı tahminlere göre toplamda 140.000 civarına ulaştı.
Nagazaki'ye Atılan İkinci Atom Bombası
Atom bombasının etkileri sadece bir patlamayla sınırlı kalmadı, aynı zamanda nesiller boyunca etkilerini hissettirdi. Sadece üç gün sonra Nagazaki'ye atılan Plütonyum yakıtlı atom bombası, en az 40.000 kişinin anında ölümüne neden olurken, toplamda 70.000'den fazla kişinin ölümüne yol açtı. Bu yıkımı hayal etmek zor, ancak birkaç örnek vermek gerekirse, Hiroşima'dan sadece üç gün önce, şehir bu haldeyken Nagazaki'ye atılan 20 kilotonluk bombanın patlamasından sonra, Nagazaki günümüzdeki gibi canlı bir şehir haline gelmişti.
Havadan mı, Yerden mi?
Peki, atom bombaları neden havada değil de yer yüzeyinde patlatıldı? Bu, bombaların patlayıcılık gücünü anlayabilmek ve insanlar üzerindeki etkilerini minimize etmek için özellikle yapıldı. Bombaların yükseklikleri bombanın türüne ve amaçlarına bağlı olarak ayarlandı. Havada patlatılan bombalar geniş alanlara büyük basınç dalgaları gönderirken, yerde patlatılan bombaların nükleer etkisi daha yoğun olur. Bu ayarlamalar, bombanın saçtığı etkileri optimize etmek için kullanılır.
Atom Bombalarının Etkileri
Atom bombalarının etkilerini beş ana başlık altında inceleyebiliriz: basınç dalgası, ısı, ışık, alev ve radyasyon. Bu etkiler, bombanın türüne ve patlatılma şekline göre farklılık gösterir. Basınç dalgası genellikle patlamanın hemen ardından gelir ve binaları yıkabilir, camları kırabilir ve insanları yerinden sallayabilir. Isı, patlamanın etkisiyle ortaya çıkar ve yakıcı sıcaklıklara ulaşabilir, insanları ve nesneleri yakabilir. Işık, bir patlama sonucunda meydana gelen yoğun bir ışık patlamasıdır ve göz hasarına yol açabilir. 
Alev, patlamanın ardından yangınlarla sonuçlanabilir ve bu yangınlar büyük alanları yakabilir. Radyasyon, nükleer fisyon reaksiyonundan kaynaklanır ve özellikle yer yüzeyinde patlatılan atom bombalarında daha fazla sorun teşkil eder. Atom bombalarının radyasyon etkileri, birçok ölüme ve uzun vadeli sağlık sorunlarına yol açabilir.
