Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Hollanda'nın Lahey kentinde düzenlenen NATO zirvesinde Türkiye'nin savunma politikaları, terörle mücadele, Rusya-Ukrayna savaşı ve savunma sanayi alanındaki rolüne ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Türkiye’nin son dönemde artan savunma yatırımları ve diplomatik girişimleri, zirvede dikkat çekici başlıklar arasında yer aldı.

Konsey oturumunda alınan kararlara değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, NATO müttefiklerinin savunma harcamalarını artırmasının zaruri hale geldiğini vurguladı. Erdoğan, “Savunma harcamalarımızı 10 yıllık sürede gayrisafi yurt içi hasılamızın yüzde 5’i düzeyine çıkarmayı kararlaştırdık. Bu karar, ittifakın geleceği açısından stratejik bir zorunluluktur,” dedi.

Erdoğan, Türk savunma sanayisinin geldiği noktayı da değerlendirdi. “Silahlı ve silahsız insansız hava araçları başta olmak üzere birçok alanda küresel ölçekte söz sahibiyiz. Altyapımız ve inovasyona ayırdığımız kaynaklar sayesinde yüzde 5 hedefini yakalamaya en yakın ülkelerden biriyiz,” ifadelerini kullandı.

Müttefik ülkeler arasında savunma sanayi ürünlerinin ticaretinde karşılaşılan kısıtlamalara da değinen Erdoğan, bu engellerin amasız ve fakatsız kaldırılması gerektiğini belirtti. “Bu anlayışın ittifak belgelerine yansıtılması için öncülük ettik. Avrupa Birliği'nin savunma girişimleri NATO ile uyumlu olmalı ve müttefik olmayan ülkelerin de bu sistemlere dahil edilmesi Avrupa’nın genel çıkarınadır,” dedi.

NATO’nun terörizmle mücadelede daha etkin olması gerektiğini söyleyen Erdoğan, “Bu tehdit artık NATO belgelerinde de açık şekilde yer alıyor. Ancak mücadele ancak samimi bir dayanışma ile başarılı olabilir. Zirvede bu anlayışın bildiride yer almasını sağladık,” açıklamasında bulundu.

Rusya-Ukrayna savaşı konusunda da açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin barış için ara buluculuk görevini sürdürdüğünü belirtti. “2022’de İstanbul’da başlatılan görüşmelerde somut adımlar atıldı. Bu defa da esir takasları ve cenaze değişimi konusunda ilerleme sağlandı. Tarafların açık görüşmelere başladığı bu dönemde, kalıcı barış için yeni bir fırsat doğdu. Bu fırsatın kaybedilmemesi gerekiyor,” dedi.