Biz işimizi yapmaya, gazetecilik mesleğinin onurunu korumaya devam ederken, bazı kendini bilmez vefasızların bu süreci baltalamaya yönelik çabalarını görmezden geldiğimizi sananlar büyük bir yanılgı içindeler. Bizi hedef alan saldırılarınızın farkındayız. Her ne kadar Türkiye'nin bir ucunda siz bir ucunda biz olsakta, nefes kadar yakınız. Önümüze koyduğunuz engelleri, kurmaya çalıştığınız tuzakları görmüyor ya da anlamıyoruz zannetmeyin. Ama şunu bilin ki, biz her zaman dürüst bir şekilde işimizi yapmaya devam edeceğiz.

Biz, insan olarak doğruluk yolunda olmaya devam ediyoruz. İstiyoruz ki, bize saldıranlara bile sevgiyi, saygıyı gösterelim, yine ihtiyaçları olduğunda yardımlarına gidelim, yine aç kaldıklarında elimizdekini paylaşalım, her ne kadar duygusal yerine ticari olarak düşünseler de biz duygusal yaklaşalım.

Ancak her şeyin bir sınırı var...

Biz bu sınırları aşmamayı prensip edinmek istesek te bazen öyle noktalar oluyor ki ipin ucu kaçabilir ve kendimize hakim olamayız. Bizi taşlayanların aklına bile getiremeyeceği şekle bürünmek ve tabiri caizse gemileri yakacak duruma gelebiliriz.

İnsan olarak herkesin kendi işini yapması gerektiğine inanıyoruz. Birileri bizim yolumuzdan çekilmek yerine sürekli sağa sola saldırıyorsa, kendilerini sorgulamaları gerekir. Sizi bu yola iten sebep ne? İçgüdülerinizi böyle mi tatmin ediyorsunuz? Şunu bilin ki, siz saldırgan tavırlarınızı sürdürdükçe biz daha da güçleniyoruz. Ancak biz yine de sabırla durduğumuz noktada kalıyoruz. Bizi bu duruşumuzdan saptırmaya çalışmanız beyhude bir çabadır.

Ama dikkat edin. Eğer bizler de sizin yüzünüzden bir şekle girersek, tıpkı sizin gibi gizli saklı hareket etmeyiz. Geleceğimizi önceden bildiririz ve geldiğimizde de geri adım atmayız.

Bu yüzden size son kez sesleniyoruz. İnsan olun, işinizi yapın, bize bulaşmayın. Çünkü buna gerek yok. Bu yaptıklarınız ayıp, bu yaptıklarınız günah. Ekmeğimizin peşindeyiz, işimizi yapıyoruz, farklı bir çabamız yok. Siz büyük olun, biz küçük kalalım, fark etmez. Yeter ki önümüzü kesmeye çalışmayın. Son kez söylüyoruz: Bundan sonra ayağımıza takılan taşı görmesek bile, sizden bilmeyelim.