Son yıllarda Türkiye’nin birçok farklı noktasında art arda yaşanan ayı saldırıları dikkat çekiyor. Sakarya, Hakkari, Kars ve Diyarbakır gibi pek çok ilde vatandaşların doğa yürüyüşleri, kamp ya da tarımsal faaliyetler sırasında ayılarla karşılaştığı ve zaman zaman saldırıya uğradığı görülüyor. Uzmanlara göre bu karşılaşmaların temelinde insanların yaban hayatına giderek daha fazla müdahale etmesi yatıyor.

Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ahmet Karataş, Türkiye’de doğal yaşam alanlarının hızla bozulduğunu belirterek, “Ayılar bizim yaşam alanlarımıza gelmiyor, biz onlarınkine gidiyoruz. Orman tahribatı, kırsal yerleşimin genişlemesi ve kontrolsüz atık bırakımı bu karşılaşmaları kaçınılmaz hale getiriyor” ifadelerini kullandı. Karataş ayrıca, ayıların yaşam alanlarının küçülmesi nedeniyle besin arayışlarının arttığını ve bu yüzden insan yerleşimlerine daha sık yaklaştıklarını da vurguladı.

Karadeniz Teknik Üniversitesi’nden Doç. Dr. Oğuz Kurdoğlu ise özellikle kırsalda çöplerin açık alanlara bırakılmasının büyük risk oluşturduğunu belirterek, “Vahşi depolama sürdükçe insan-ayı karşılaşmaları da devam edecektir” dedi.

Ayı İle Karşılaşırsanız Ne Yapmalısınız?

Uzmanlar, ayı ile karşılaşma durumunda hayatta kalmak için uygulanması gereken adımları da detaylı bir şekilde sıralıyor. Prof. Dr. Karataş’a göre, sakin kalmak en kritik nokta. Ayı ile karşılaşıldığında ani hareketlerden kaçınmak, göz teması kurarak yavaşça geri çekilmek, büyük görünmeye çalışmak ve asla kaçmamak gerekiyor.

Ayı üzerinize doğru ilerlemeye devam ederse bağırarak caydırmak ya da ayının yakınına taş fırlatmak bir seçenek olabilir. Kamp yapanların gece yiyeceklerini ortalıkta bırakmaması, çöp atıklarını açık alana dökmemesi büyük önem taşıyor. Karataş, çaresiz kalınan durumlarda ölü taklidi yapılması gerektiğini, bu sayede ayının saldırgan tavrını azaltabileceğini belirtiyor. Ayı spreyleri gibi koruyucu ekipmanların da doğa yürüyüşlerinde taşınması öneriliyor.

Uzmanlar ayrıca ormanlık bölgelerde ayıların doğal bir parça olarak kabul edilmesi gerektiğine, ekosistem dengesinin korunması için hızlı ve bilinçli bir restorasyon sürecine geçilmesi gerektiğine dikkat çekiyor.