Antalya'nın Döşemealtı ilçesinde 22 Haziran'da yaşanan cinayetle ilgili yeni detaylar ortaya çıktı. Eski eşi Ayten Çağıran’ı (44) boğazını keserek öldüren infaz koruma memuru Abdülkadir Kocaoğlu’nun (48), cinayeti nasıl işleyeceğine dair önceden yazdığı notlar davanın seyrini değiştirdi. Mahkemede soğukkanlı bir şekilde savunma yapan Kocaoğlu, suçlamaları kabul etmezken, ele geçirilen notlarda cinayeti nasıl planladığına dair ayrıntılı ifadeler dikkat çekti.

Olay, 22 Haziran 2024’te Antalya’nın Döşemealtı ilçesine bağlı Yeşilbayır Mahallesi Akdeniz Bulvarı'nda meydana geldi. Afyonkarahisar’ın Dinar ilçesinde infaz koruma memuru olarak görev yapan Abdülkadir Kocaoğlu, 19 Haziran'da Antalya'ya gelerek eski eşi Ayten Çağıran'ı takip etmeye başladı.

Olay günü, Ayten Çağıran’ın bir akaryakıt istasyonuna yöneldiğini fark eden Kocaoğlu, onun önünü kesti. Aralarında başlayan tartışma kısa sürede büyüdü. İddiaya göre, yanında getirdiği bıçakla Çağıran'ın boğazını kesen Kocaoğlu, ardından vücudunun çeşitli yerlerine 10'dan fazla bıçak darbesi vurdu. Kocaoğlu, polis ekipleri olay yerine gelene kadar Çağıran'ın başında bekledi. Olay yerinde hayatını kaybeden Ayten Çağıran’ın otopsi raporunda, 5’i ölümcül olmak üzere 11 bıçak darbesi tespit edildi.

Olayın ardından başlatılan soruşturmada, müştekiler tarafından Kocaoğlu'nun cüzdanında bulunan bir not, davanın seyrini değiştirdi. Notta, cinayeti adım adım planladığı, eski eşini nasıl takip edeceği ve infazı nasıl gerçekleştireceğine dair şu ifadeler yer aldı:
"Geceden çıkışta uyumaya gidiyorum. Seydi'ye telefonu bırakıyorum. Seydi ara sıra mesaj atıyor. Motorla gidiyorum. Akşam iş çıkışı bekliyorum. İş çıkışı takip ediyorum, eve girerken bunu alıyorum, götürüyorum, ıssız bir yerde konuşturuyorum ve infazı gerçekleştiriyorum."

Antalya 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada, 'eski eşi tasarlayarak kasten öldürme' suçundan yargılanan Abdülkadir Kocaoğlu, 2. kez hakim karşısına çıktı. Mahkeme başkanının "Cinayeti nasıl işledin?" sorusuna Kocaoğlu, "O anın nasıl olduğunu hatırlamıyorum. Aleyhime olan ifadeleri kabul etmem. Avukatlarımın söylediklerini tekrar ediyorum." dedi.

Tanıkların ifadelerinde, Kocaoğlu'nun daha önce de Ayten Çağıran’a şiddet uyguladığı öne sürüldü. Evinin mutfağında tartıştıkları sırada, Çağıran’ın başına copla vurduğu iddia edildi. Ancak bu iddiayı kabul etmeyen Kocaoğlu, "O gün Ayten'le tartıştık, aramızda itiş kakış oldu. O sırada kafasını kombiye vurdu. Olay üzerine komşumuz Ayten’i hastaneye götürdü. Copla vurmadım, hatta hastaneye de yanına gittim." ifadelerini kullandı.

Duruşmada, müşteki avukatları Kocaoğlu'nun çocuklarına bakmadığını öne sürdü. Ancak Kocaoğlu, “Çocuğum üniversitede okuyor, harçlıklarını ben gönderdim. Hesap hareketlerim incelensin, bu iddialar yalandır.” diyerek kendini savundu.

Eşi ve kızı tarafından, kendilerine ihanet ettiği yönündeki suçlamalar hakkında da konuşan Kocaoğlu, “Kızım, Konya'da yaşarken eşimi aldattığımı iddia etti. Ama kiminle aldattığımı söylemediler. Instagram'da bir fotomodelin fotoğrafına yorum yaptım. Eşim ve kızım bunu aldatma saydı.” dedi.

Mektuptaki Şok Detaylar: "Bayıltıyorum, Gözlerini Çıkartıyorum"

Kocaoğlu’nun planlı hareket ettiğine dair deliller yalnızca cüzdanındaki notlarla sınırlı değildi. Dava dosyasına eklenen bir mektupta, sanığın başka bir kadına yönelik de tehdit ve tasarlama ifadeleri yazdığı ortaya çıktı. Mektupta şu ifadelere yer verildi:

"Geceden çıkışta telefonu Seydi'ye bırakıyorum. Motorla gidiyorum. İş çıkışı takip ediyorum. Apartman girişinde bekliyorum, geldiğinde bayıltıyorum ve gözlerini çıkartıyorum. Mehmet'in araba ile geri dönüyorum. Motor orada kalıyor. Aramalarını bekliyorum. Aradıkları zaman Neşat'ın araba ile gidiyorum."

Dava dosyasına giren bir diğer belge, Kocaoğlu’nun eski eşini aldattığı kadına yazdığı mektup oldu. Mektupta, Kocaoğlu'nun şu ifadelerine yer verildi:
"Benimle evlenmek için söz verdin. Senin için karımdan boşandım. Karımdan, çocuklarımdan, malımdan oldum. Dünya kadar paramı yedin, içtin. En son konuşmamızda bana, 'Senin paranı yemek için seninle birlikte oldum' dedin. Bunu senin yanına bırakmam. Bu da sana ömrün boyunca ders olsun. Benim canımı yaktın, senin de canın yansın."

Mahkeme heyeti, delillerin kuvvetli olması nedeniyle sanığın tutukluluk halinin devamına karar verdi. Mahkeme, müştekilerin ifadelerinin ve sanığın savunmasının incelenmesinin ardından duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.