Kütahya'nın Simav ilçesi, yılbaşından bu yana artan depremlerle gündeme geldi. Kütahya Dumlupınar Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Muzaffer Özburan, ilçede 2025 yılı başından itibaren 1350 ayrı sarsıntının kayda geçtiğini, bunlardan 1250’sinin sadece son 1,5 ayda meydana geldiğini açıkladı. Uzmanlara göre bu durum klasik artçı dizilimlerle açıklanamıyor ve "deprem fırtınası" olarak değerlendiriliyor.

Depremler 21 Nisan’da hız kazandı

Doç. Dr. Özburan, hareketliliğin 21 Nisan’da meydana gelen 4.3 büyüklüğündeki depremle başladığını ve ardından sarsıntıların kesintisiz sürdüğünü belirtti. En son 10 Haziran’da 4.5 büyüklüğünde bir depremin meydana geldiğini ve bunun çevre ilçelerde de hissedildiğini ifade etti. Bu süreçte, 4’ün üzerinde sekiz farklı sarsıntının yaşandığı da kaydedildi.

Uzman değerlendirmelerine göre Simav’daki depremler, klasik tektonik deprem dizilimlerinden farklılık gösteriyor. Doç. Dr. Özburan, “Klasik depremlerde önce büyük bir ana şok olur, ardından küçülerek devam eden artçılar izlenir. Ancak bu bölgede depremler ana şoktan bağımsız, farklı bir düzende gelişiyor” dedi.

Depremlerin Simav Fay Zonu, Emet-Gediz Fay Zonu ve Naşa Fay Zonu arasında kalan alanda yoğunlaştığını belirten Özburan, bu üçlü fay hattının oluşturduğu karmaşık yapının ciddi bir gerilim birikmesine neden olabileceğine dikkat çekti. “Bölgede kısa sürede oluşan bu kadar fazla sarsıntı deprem fırtınası ifadesiyle tanımlanabilir” dedi.

Depremlerin kaynağına dair olası bir açıklama da Simav’daki jeotermal faaliyetler oldu. Özburan, "Sarsıntıların jeotermal enerji kaynaklı olması olasılıklar arasında yer alıyor. Ancak bu konuda nihai kararı, bölgedeki analiz ve saha çalışmalarının tamamlanmasının ardından verebiliriz” ifadelerini kullandı.

Depremlerin yaşandığı bölgenin diri fay haritalarında tam olarak görünmemesi, araştırmaları daha da önemli hale getiriyor. Naşa Fay Zonu ile aynı doğrultuda gerçekleşen sarsıntılar, fay hatlarının detaylı incelenmesini gündeme taşıdı. Özburan, bölgede yürütülen saha çalışmalarının önümüzdeki haftalarda daha net bilimsel veriler ortaya koyacağını da sözlerine ekledi.