Deprem uzmanı Prof. Dr. Haluk Eyidoğan, Marmara Denizi’nde beklenen 7 ve üzeri büyüklükteki olası bir depremin etkileri hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Trakya Üniversitesi’nde düzenlenen afet çalıştayında konuşan Eyidoğan, böyle bir depremin 11 ili doğrudan etkileyebileceğini ve ciddi sonuçlara yol açabileceğini belirtti.
2 Bin Yıllık Deprem Tarihi: Marmara’nın Riskli Geçmişi
Marmara Bölgesi’nin yaklaşık 2 bin yıllık bir deprem tarihi olduğuna dikkat çeken Eyidoğan, Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerindeki hareketliliğin büyük bir risk oluşturduğunu vurguladı. Şunları kaydetti:
"Marmara coğrafyasında 7 ve üzeri büyüklükte bir depremin beklentisi yıllardır konuşuluyor. Ancak tam tarihi ve yeri kesin olarak belli değil. Bölgede 30 milyon insan yaşıyor ve bu nüfusun büyük kısmı İstanbul’da. Böyle bir deprem, sadece can kaybı ve yıkımla değil, ekonomik boyutuyla da ülkemizi ciddi şekilde etkiler."
11 İl Etkilenecek: Sadece İstanbul Değil
Eyidoğan, Marmara Denizi’ndeki olası bir depremin etkilerinin yalnızca İstanbul’la sınırlı kalmayacağını belirtti. Depremden etkilenecek şehirler arasında Tekirdağ, Kocaeli, Yalova, Bursa, Balıkesir ve Çanakkale gibi Marmara Denizi’ne kıyısı olan iller de bulunuyor.
“İstanbul ne kadar etkilenirse, Marmara’daki diğer iller de benzer şekilde etkilenecek. Bu iller, nüfus yoğunluğu ve sanayi faaliyetleriyle de öne çıkıyor. Dolayısıyla, böyle bir deprem ülkemizin gayri safi milli hasılasının yaklaşık yüzde 50’sine denk gelen bir bölgeyi felce uğratabilir.”
Marmara Depremi: Bir Beka Sorunu
Eyidoğan, Marmara Bölgesi’nin ülke ekonomisindeki kritik rolüne dikkat çekerek, olası bir depremin sadece fiziksel yıkımlarla değil, ekonomik sonuçlarla da ülkeyi derinden sarsabileceğini belirtti:
“Marmara Bölgesi’nin ekonomik katkısı düşünüldüğünde, böyle bir deprem yalnızca bölgesel değil, ulusal düzeyde bir beka sorunu haline gelebilir. Bu nedenle, gerekli önlemlerin vakit kaybetmeden alınması gerekiyor.”
Afet Farkındalığı Şart: Kurumlar ve Toplum El Ele
Prof. Dr. Eyidoğan, depremin olası etkilerini en aza indirebilmek için afet farkındalığının artırılması gerektiğini vurguladı. Toplumun her kesiminin afet riskleri konusunda bilinçlendirilmesi gerektiğini söyleyen Eyidoğan, şu noktalara dikkat çekti:
- Eğitim ve Farkındalık: Toplumun tüm katmanlarının afetle ilgili eğitim alması ve bilinçli davranması gerekiyor. Üniversiteler, yerel yönetimler ve mülki idarelerin halkı düzenli olarak bilgilendirmesi şart.
- Kentsel Dönüşüm: Risk altındaki yapıların güçlendirilmesi ve kentsel dönüşüm çalışmalarının hızlandırılması gerekiyor. Yapıların depreme dayanıklı hale getirilmesi, can ve mal kaybını en aza indirebilir.
- Toplum Temelli Çalışmalar: Afet riskini azaltma sürecinde toplumsal katılım büyük önem taşıyor. İnsanlar, bireysel olarak alacakları önlemlerle genel güvenlik seviyesini artırabilir.
Geçmişten Ders Almak: Marmara Bölgesi İçin Önlemler
Eyidoğan, Marmara Bölgesi’nde geçmişte yaşanan büyük depremlerin ışığında, gelecekte benzer bir felaketi önlemenin yolunun proaktif bir yaklaşım olduğunu belirtti. 6 Şubat Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından afet hazırlıklarının daha da hızlandırılması gerektiğini hatırlatarak, “Unutmamalıyız ki afetler doğal ama afetlerden kaynaklanan kayıplar önlenebilir” dedi.