Van’da 10 sivil toplum kuruluşunun katılımıyla, kaybolduktan 18 gün sonra sahilde cansız bedeni bulunan üniversite öğrencisi Rojin Kabaiş için ortak basın açıklaması yapıldı. Açıklamada, genç kızın ölümüyle ilgili soru işaretlerinin aydınlatılması ve adaletin sağlanması istendi.

Vatanseverler Gençler Derneği öncülüğünde düzenlenen açıklamada konuşan Dernek Başkanı Veysel Taşdemir, “Rojin’in hikayesi yalnızca bir ailenin değil, hepimizin vicdanının meselesidir. Sessiz kalmak suç ortaklığıdır. Bir genç kızın hayatı karanlıkta bırakılmamalıdır” ifadelerini kullandı.

“Otopsi Sırasında Yetkisiz Kişiler Var Mıydı?”

Taşdemir, kamuoyunun dikkatini çeken üç kritik soruyu yeniden gündeme getirdi:

  • Rojin’in otopsisi sırasında yetkisi olmayan kişiler bulundu mu?

  • Rojin’in bedeninde iki farklı erkeğe ait DNA tespit edildiği iddiası doğru mu?

  • Yüzüncü Yıl Üniversitesi, olayla ilgili ihmali olan kişiler hakkında işlem yaptı mı?

Taşdemir ayrıca, Rojin’in babasının “Rektörün otopsi odasına girdiği” yönündeki iddiasının da açıklığa kavuşturulması gerektiğini belirtti.

“Adalet Gecikirse, Toplumun Kalbi Kanar”

Adaletin gecikmesinin toplum vicdanını yaralayacağını söyleyen Taşdemir, “Biz bu ülkenin adaletine ve onurlu hakimlerine inanıyoruz. Bu dava sadece bir yargı meselesi değil, hepimizin toplumsal sorumluluğudur. Rojin için adalet istiyoruz. Çünkü adalet gecikirse, toplumun kalbi kanar” dedi.

Rojin Kabaiş’in Ölümüne Dair Soruşturma Sürüyor

27 Eylül 2024’te kaldığı yurttan ayrıldıktan sonra kaybolan Rojin Kabaiş, 15 Ekim’de Van’ın Mollakasım Mahallesi sahilinde ölü bulunmuştu. Yüzüncü Yıl Üniversitesi Eğitim Fakültesi öğrencisi olan Kabaiş’in ölümüne ilişkin soruşturma sürerken, sivil toplum kuruluşları davanın şeffaf biçimde yürütülmesi çağrısını yineledi.