Ticaret savaşı olarak tanımlanan süreçte ilk olumlu gelişme yaşandı. ABD ile Çin arasında ticaret müzakereleri sonucunda anlaşma imzalandı. Taraflar, uzun süren restleşmelerin ardından tarifeleri düşürme kararı alırken, ABD Başkanı Donald Trump’ın “Herkesle anlaşmayacağız” şeklindeki açıklaması gündem oldu. Çin ise ABD'nin bazı kısıtlamaları kaldıracağını ve kendilerinin de belirli ihracat ürünlerine onay vereceğini duyurdu.
İki ülke arasındaki ticari gerilim, gümrük vergilerinin yüzde 145’e kadar çıkarılmasıyla doruk noktasına ulaşmıştı. Ancak Cenevre ve Londra’daki diplomatik temaslar sonrası yüzde 30 ve yüzde 10 seviyelerine düşürülen tarifeler, geçici ateşkesin zeminini oluşturdu. Bu sürecin sonunda imzalanan anlaşma, Çin’in ABD’ye nadir toprak elementleri ihracatını kolaylaştırması ve ABD’nin Çin’e yönelik etan ihracatı kısıtlamalarını kaldırması gibi kritik maddeler içeriyor.
Öte yandan ABD, Hindistan ile de ticari uzlaşmaya yakın olduğunu açıkladı. ABD–Hindistan anlaşmasının kısa sürede duyurulması bekleniyor. ABD Başkanı Trump, 185 ülkeyi kapsayan tarife düzenlemeleri kapsamında birçok ülkeyle müzakere süreci başlattıklarını ve bazılarıyla da anlaşmayacaklarını net ifadelerle belirtti.
Avrupa Birliği (AB) ise gelişmeleri yakından takip ediyor. AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, liderlere sunduğu raporda ABD ile ticari bir anlaşma yapmaya hazır olduklarını ifade ederken, olası bir uzlaşmazlık halinde tedbirli olunması gerektiğini vurguladı. Bu açıklama, AB'nin de ABD ile ticaret anlaşması için istekli olduğunu gösteriyor.
ABD’nin ticaret politikalarında atılan bu adımlar, küresel ticaret dengelerinde yeni bir dönemin sinyallerini veriyor. Çin ile imzalanan anlaşmanın ardından Hindistan ve AB ile sürdürülen temaslar, uluslararası ticaretin yeniden şekillendiği bir döneme işaret ediyor. Ticarette atılan bu “ateşkes” adımlarının, küresel ekonomide güven ortamı oluşturması ve tedarik zincirlerindeki dengesizlikleri azaltması bekleniyor.