Kuraklık ve iklim değişikliğinin etkilerini her geçen yıl daha da belirgin şekilde gösterdiği Van Gölü, bu kez kıyılarında oluşan manzarayla gündemde. Su seviyesinin geri çekilmesiyle birlikte göl tabanındaki doğal yapılar yüzeye çıkmaya başladı. Özellikle Tatvan ilçesinde yaşanan bu değişim, Van Gölü mikrobiyalit görüntüsüyle dikkat çekerken, bilim insanlarını ve yöre halkını düşündürüyor. İncekaya köyü kıyılarında farklı boyut ve biçimlerde beliren mikrobiyalitler, gölün nasıl bir dönüşüm yaşadığını gözler önüne seriyor.
Dünyanın en büyük sodalı gölü olan Van Gölü, sadece Türkiye’nin değil dünyanın da eşine az rastlanan ekosistemlerinden biri olarak biliniyor. Ancak son yıllarda yaşanan su kaybı, göl çevresinde önemli değişimlere yol açıyor. Gölün içinde binlerce yıl boyunca oluşan ve su altında kalan mikrobiyalitler artık yüzeyde açıkça gözlemlenebiliyor. Van Gölü mikrobiyalit oluşumları, görsel olarak etkileyici olsa da, göldeki su kaybının geldiği noktayı da açık şekilde ortaya koyuyor.
Tatvan, Ahlat ve Adilcevaz kıyılarında giderek artan bu doğal yapılar, bölgeye gelen ziyaretçiler için farklı bir görsel deneyim sunuyor. Özellikle İncekaya köyünde bazı mikrobiyalitlerin 1 metreyi aştığı görülüyor. Köylülerden Mihriban Sancak, geçen yıl bu kadar fazla oluşumun olmadığını belirterek, bu yıl artışın ciddi boyutlara ulaştığını söylüyor. Göl kıyısındaki değişimi izleyen Mehmet Okay ise bu görselliğin arkasında yatan tehdide dikkat çekiyor. Ona göre bu manzara, Van Gölü'nün geriye çekilmesiyle birlikte gelen doğal bir alarm.
Van Gölü mikrobiyalit yapıları bilimsel olarak “biyojenik karbonat” olarak adlandırılıyor ve çok az sayıda gölde görülebiliyor. Van Gölü bu açıdan dünyanın sayılı yerlerinden biri olarak değerlendiriliyor. Ancak uzmanlara göre su seviyesinin düşmesi, bu yapıları ortaya çıkarsa da gölün ekolojik dengesine zarar veriyor. Bu durum dalış turizmine yeni alanlar sunsa da uzun vadede gölün sağlığı için ciddi bir tehdit oluşturuyor.
Bölge halkı, iklim değişikliğine karşı alınacak önlemlerin hızla hayata geçirilmesini bekliyor. Görsel açıdan merak uyandıran bu yapılar, aslında doğal bir uyarı niteliğinde. Van Gölü’nün eski haline dönebilmesi için sürdürülebilir çevre politikalarının artık kaçınılmaz hale geldiği ifade ediliyor.