Kahvaltı sofralarının vazgeçilmezlerinden biri olan yulaf ezmesi, yeni bir araştırmanın ardından yeniden gündemde. Kozmetik Dermatoloji Dergisi'nde 2024 yılında yayımlanan bilimsel çalışmaya göre, yulafın içerdiği fitik asit maddesi ciltteki kolajen ve çinko gibi yaşlanma karşıtı bileşenleri bağlayarak, cilt elastikiyetinin %40 oranında daha hızlı kaybolmasına neden olabiliyor. Bu durum özellikle göz altı torbaları ve morluklarının belirginleşmesine yol açıyor.

Düzenli yulaf tüketiminin, ciltte yaşlanma belirtilerini artırdığına dikkat çeken uzmanlar, özellikle göz çevresindeki ince cilt dokusunun bu etkilerden daha fazla etkilendiğini belirtiyor. Ancak bu olumsuz etkiler tamamen kaçınılmaz değil. Yulaf ezmesinin doğru hazırlanma şekliyle bu etkilerin azaltılabileceği ifade ediliyor.

Fermente Yulaf ve Karabuğday Öne Çıkıyor

Uzmanlar, yulafın cilt üzerindeki etkilerini azaltmak için fermente edilerek tüketilmesini öneriyor. Özellikle yulafın bir gece boyunca kefir içinde bekletilmesi veya C vitamini açısından zengin meyvelerle birlikte tüketilmesi, fitik asidin etkisini nötralize ediyor. C vitamini, ciltte kolajen üretimini desteklerken, fitik asidin bağlayıcı etkisini de azaltıyor. Bu şekilde tüketilen yulaf, ciltte gözle görülür bir iyileşme sağlayabiliyor.

Cilt dostu alternatif olarak karabuğday öneriliyor. Skin Pharmacology and Physiology dergisinde yayımlanan bir çalışmaya göre, karabuğday tüketen bireylerin cilt nem oranında %30'a varan artış gözlemlendi. İçeriğinde bulunan rutin maddesi ise ciltteki kızarıklık, kuperoz ve damar görünümünü azaltmada etkili rol oynuyor. Ayrıca, uzmanlar tahılların tam ve yavaş pişmiş olarak tüketilmesini; şeker yerine tarçın veya stevia gibi doğal alternatiflerin tercih edilmesini tavsiye ediyor.