İnsan yaşam süresinin 150 yıla kadar uzayabileceği yönündeki iddialar, bilim dünyasında tartışılmaya devam ediyor. Bu konuda özellikle Asya ülkeleri öne çıkıyor. Moleküler Biyoloji ve Genetik Uzmanı Prof. Dr. Kaan Yılancıoğlu'na göre, daha esnek bilimsel düzenlemelere sahip olan Çin gibi ülkelerde, bu hedefin ilk olarak uygulanabilir hale gelmesi mümkün. Genetik araştırmalar, kök hücre çalışmaları ve yaşlanmayı geciktiren moleküller üzerine yürütülen projeler, bu alandaki ilerlemeyi destekliyor.

1950’li yıllardan bu yana yaşam süresinin önemli ölçüde arttığı biliniyor. Ortalama ömür 50’li yaşlardan 80’li yaşlara kadar yükseldi. Ancak uzmanlara göre sadece uzun yaşamak yeterli değil; kaliteli ve sağlıklı bir yaşam da büyük önem taşıyor. "Longevity" yani sağlıklı yaşlanma kavramı, tıp dünyasında giderek daha fazla ilgi görüyor.

Organ Nakli Değil, Genetik ve Kök Hücre Anahtar Rolde

Organ nakilleri insan ömrünü geçici olarak uzatabilirken, bağışıklık sistemine etkileri nedeniyle kalıcı çözüm sunamıyor. Bu yüzden gelecekte genetik mühendislik ve doku yenileme teknikleri öne çıkıyor. Kendi kök hücrelerimizden üretilen organlar ya da yaşlanmayı yavaşlatan ilaçlar, bu hedefe ulaşmada önemli rol oynayacak.

Japonya’da yeniden diş çıkarmayı sağlayan ilaç denemeleri, CRISPR gibi gen düzenleme teknolojilerinin ilerleyişi ve hayvanlardan insana organ nakli gibi çalışmalar da bu sürecin parçaları arasında yer alıyor. Uzmanlar, 2030 yılı için bu hedefin erken olduğunu düşünse de, bugün doğan çocukların 150 yıla kadar yaşayabileceği görüşünü paylaşıyor.