Gazeteci Fatih Altaylı’nın, 22 Haziran 2025 tarihli yayınında kullandığı ifadeler nedeniyle “Cumhurbaşkanına tehdit” suçlamasıyla tutuklanmasına tepkiler sürerken, beklenmedik bir çıkış eski AK Parti MKYK Üyesi ve hukukçu Mücahit Birinci’den geldi. Sosyal medya hesabı üzerinden detaylı bir açıklama yapan Birinci, Altaylı’nın tutuklanmasının hukuken isabetsiz olduğunu belirtti.

Açıklamasının başında Altaylı’nın geçmiş duruşlarına ve kişisel görüşlerine katılmadığını açıkça dile getiren Mücahit Birinci, buna rağmen hukukun, kişisel ve siyasi önyargılardan arınmış bir şekilde uygulanması gerektiğini vurguladı. Birinci, “Altaylı’yla bakış açım zıttır. Ancak hukuki değerlendirmede isim değil, eylem önemlidir” ifadelerine yer verdi.

Mücahit Birinci, paylaşımında Türk Ceza Kanunu (TCK) ve Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK)’na dayalı teknik bir analiz yaptı. Altaylı’nın tutuklanmasına gerekçe gösterilen TCK 310. maddesinin yalnızca "fiili saldırı" durumunda geçerli olabileceğini ifade eden Birinci, “Bu olayda TCK 310/2 uygulanamaz” dedi.
Ayrıca, TCK 106’da yer alan tehdit suçunun cezasının 2 yıl ile sınırlı olduğunu, bu nedenle de CMK 100/4’e göre tutuklama yasağının devreye girdiğini kaydetti.

Mücahit Birinci’nin açıklamasında en dikkat çekici bölümlerden biri de yargının siyasallaşması konusunda yaptığı uyarıydı. “Yargı, siyasetin alanını daraltmak için kullanılmamalı” ifadesini kullanan Birinci, hukuki araçların siyasi hesaplaşmalarda kullanılmasının hem toplumsal hem kurumsal tahribat yaratabileceğine işaret etti.

Açıklamasının sonunda Altaylı’ya yönelik siyasal ya da entelektüel eleştirilerin meşru yollarla yapılması gerektiğini savunan Birinci, “Bu tür fikir insanlarını hukuki yaptırımlarla değil, karşı fikirle yenmeliyiz” dedi. Altaylı’ya yönelik tutuklama kararının, ifade özgürlüğü sınırları içinde değerlendirilmesi gerektiğini belirtti.