Kadınlarda en sık görülen kanser türü olan meme kanseri hakkında yürütülen bilinçlendirme kampanyalarına rağmen, doğru sanılan birçok bilgi hâlâ yaygın şekilde dolaşımda. Deodorant kullanmak, koltuk altını jiletle almak ya da mikrodalga fırın kullanmak gibi günlük alışkanlıkların meme kanseriyle ilişkilendirildiği bu yanlış bilgiler, bazı durumlarda gereksiz korkulara neden olurken bazı bireylerin de erken tanı fırsatını kaçırmasına sebep olabiliyor.
Uzmanlar, bilimsel dayanağı olmayan bu tür şehir efsanelerine karşı daha dikkatli olunması gerektiğini belirtiyor. Genel Cerrah Op. Dr. Kemal Raşa da kadınların kendi vücutlarını iyi tanımasının ve düzenli kontrollerini ihmal etmemesinin önemine dikkat çekerek, sık karşılaşılan beş soruya bilimsel yanıtlar verdi.
Mamografi Zararlı Mı? Mikrodalga Fırın Kanser Yapar Mı?
Mamografi, düşük dozda radyasyon içerse de bu miktar, günlük yaşamda maruz kalınan doğal radyasyon seviyesinden çok farklı değil. Özellikle 40 yaş üstü kadınlar için düzenli mamografi kontrolleri, erken tanı ve başarılı tedavi şansını artırıyor. Modern görüntüleme teknolojileri sayesinde meme dokusu yüksek çözünürlükle incelenebiliyor.
Öte yandan cep telefonu kullanımı ya da mikrodalga fırınlardan yayılan elektromanyetik dalgaların meme kanseriyle ilişkili olduğuna dair herhangi bir bilimsel kanıt bulunmuyor. Bu tür cihazların günlük yaşamda kontrollü kullanımı, sağlık açısından herhangi bir risk teşkil etmiyor.
Deodorant, Sütyen, Silikon İmplantlar ve Diğer Yanılgılar
Sıklıkla dile getirilen bir diğer yanlış bilgi ise deodorant ya da antiperspirant ürünlerin terlemeyi engelleyerek toksinlerin birikmesine neden olduğu ve bunun kansere yol açtığı yönünde. Ancak bugüne kadar yapılan çalışmalar, bu ürünlerin meme kanseri riskini artırdığını gösteren herhangi bir bulguya rastlamadı. Aynı şekilde balenli sütyenler ya da sıkı giysilerin de kanserle doğrudan bir bağlantısı bulunmuyor.
Meme estetiği operasyonlarında kullanılan silikon implantların, kanser tanısını geciktirdiği iddiaları da artık geçerliliğini yitirmiş durumda. Günümüzde kullanılan gelişmiş görüntüleme teknikleri, implantlara rağmen tümörleri tespit edebilecek yeterliliğe sahip. Bu nedenle estetik operasyonlar sonrasında da düzenli kontrol yapılması yeterli kabul ediliyor.
